SOCIAL MEDIA

Love List

30 Ekim 2022 Pazar

Bir Pazar Günü Tavsiyesi ; Kalk Yerine Yat ...


 Eğer bir Pazar günü tercihiniz bir kitap okumak ve kitabın içindeki dünyada kaybolmak ise size naçizane bir önerim olacak; 

Akıcı bir dile yazılmış 12 adet kısa öyküden oluşan Kalk Yerine Yat …

Bazen gülümseyip bazen hüzünleneceğiniz,

Basılarında ise kendinizi bulacağınız,

Nasıl başlayıp bitirdiğini anlamayacağınız bir kitap.

Nokta Nokta Gül hikayesi kitabın içinde en sevdiğim öykü oldu.

Değerli Emekliler Derneği ise okurken güldüren bir kısa öyküydü.

Nuri Banyoda ise etme bulma dünyasını anlatan düşündürücü ama esprili bir öykü.

Bunlar benim en sevdiklerim olsa da kitabın içindeki diğer öyküleri de severek okudum.

Ben kitabı çok sevdim ve kitabın kapağını kapatır kapmaz sizlerle de paylaşmak istedim.

Ben kitabın yazarı olan Şermin Yaşar ‘ı takip edip diğer kitaplarını da okuma listeme almayı şimdiden planladım.

Peki siz bu kitabı okudunuz mu? Yazarın diğer kitapları arasında bana önerebileceğiniz var mıdır ?

Güzel bir Pazar olması dileği ile, sevgiler.

💖

Devamını oku

7 Eylül 2020 Pazartesi

KİTAP; BLOG SAVAŞLARI ...


Bir blogger olarak, kitabın adıydı benim ilk dikkatimi çeken.
Özellikle de blogger olduktan sonra gördüklerim, blogger savaşının ne olduğu konusunda beni bayağı bir fikir sahibi yapmıştı.
Artık bu kavgalar Instagram da olsa da , blogger dünyası da az savaş görmedi hani …

Pandemi döneminde aldığım ve kafamı biraz olsun dağıtmak amaçlı okuduğum bir kitaptı benim için Blog Savaşları..
Hikaye birbiri ile tamamı ile farklı içerikler paylaşan ama özel yaşamlarında da bir şekilde birbiri ile başlı üç blog yazarının aynı yarışmaya aday gösterilmesi ve bunun sonucunda yaşanılanları anlatıyor.
Hırs, entrika , kazanma hırsı v.b.
Kitabı büyük bir heves ile alsam da, bir çırpıda okuyamadım.
Özellikle kitabın ilk başları oldukça ağır ilerledi. Hikâyedeki karakterlerin tanıtıldığı kısmını okurken bayağı zorlandım.
Hatta kitaba yaklaşık iki hafta ara verdim.
Bu sürede kendime de kızdım, kafa dağıtmak için ne güzel bir kitap seçmişsin diye.
Ama son bir çaba ile başladığım okumada kitabın konusunu oluşturan yarışmaya yaklaşan bölümlerine gelince, evet işte bu deyip bir çırpıda kitabı bitirdim.
Tavsiye eder misin diye sorarsanız ?
Bilmiyorum .
İlk başları çok ağır ilerlerdi, bu olumsuz yanı.
Ama bir blogger olarak, özellikle kitabın ikinci yarısı ilgimi çekmedi değil hani.
O sebeple kararsız kaldım.

Savaşsız bir blog dünyasında görüşmek üzere sevgiler.
💖






Devamını oku

6 Mayıs 2020 Çarşamba

OKUYAMAMA SORUNSALI ÜZERİNE BİR KİTAP ALIŞVERİŞİ HİKAYESİ…



Olaydan birkaç ay önce;
Biraz vaktim olsa, şöyle bir ayaklarımı uzatıp tüm gün kitap okusam, okunmak için bekleyen o kadar çok kitabım var ki, hangisinden başlayacağıma nasıl karar veririm bilmiyorum…
Corona günlerinden sonra;
Home Office evden çalışmaya devam etsem de, evde oldukça boş vaktim oluyor. Özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu hafta sonlarında. Ve ben vakitten bol bir şeyimin olmadığı bu günlerde  kitap okuyamıyorum!
Bakıyorum, doğru yazmışım, Oku-ya-mı-yo-rum!
Büyük bir heves ile kitabın kapağını açıyorum ve başlıyorum okumaya, iki üç sayfa sonunda öflemeler ile devam eden bu süreç gözlerimin ağır ağır kapanması akabinde uyuma ile neticeleniyor.
Bu şekilde iki üç başarısız okuma denemelerinden sonra seçtiğim kitap türünde değişiklik yapmamın iyi geleceğini düşünüp okuma macerama devam ediyorum.
Hatta romantik komedi türünde kitaplar seçiyorum ki okuması rahat ve sürükleyici olsun. Bunda başarılı da oluyorum, 100-150 sayfa arası okuyabiliyorum bu türde kitapları.
Ama yine olmuyor, ol-mu-yor.  Ve kitaplar yarım kalıyor.


İçinde bulunduğum ruh halini tam olarak tanımlayamasam da bir isteksizliğimin olduğu kesin. Ruh halimi sadece karantinaya ve onun getirdiklerine bağlamak istemiyorum, çünkü kronik olarak her baharda yaşadığım yorgunluk halimin de olduğunu biliyorum.
Bu arada okuma serüvenim de bitirdiğim kitaplardan da bahsetmeliyim ki onlara ve bana haksızlık olmasın;
·       Mevcut olan işim ile ilgili olarak iki kitabı,
·       Bir tane Stefan Zweig ‘in yazmış olduğu bir kitabı,
·       Bir tane de yoga ile ilgili bir kitabı bitirdim.
Ama normal şartlarda bir ayda okuduğum bu kitapları, bu kadar zaman bolluğu yaşarken bir haftada bitirmemdi esas sorun.
İşte bu ruh halinde, bu eylemsizlik ile yaşarken D&R dan kitap siparişi verdim. Kitapları uzun uzadıya inceleyerek, araştırarak seçmedim açıkçası. Hatta ne aralık sipariş vermeye karar verdim ne aralık aldım onu bile anlamadım. Ani gelişen bir alışveriş oldu benim için.

Aldığım kitaplar ise; 


MS 2150
Çok duyduğum, okuyanın öve öve bitemediği bu kitabı artık bende okumalıyım dedim. 
Uzun zamandır aklımdaydı bu arada.

 

 Yol Arkadaşım Kundalini Yoga
Senelerdir yoga yapmak istemişimdir, ha bugün ha yarın derken corona belasının başımıza gelmesinden iki ay önce butik bir yoga kursuna kayıt olmuş ve sonunda hikâyemde bir yoga durağında durmuştum. Bu süreç ve yoga deneyimlerimi sizlerle paylaşmak isterim bir gün.
Ama corona benim yoga macerama da ara verdi. Hoş evde derste öğrendiklerimi yapmaya ve vücudumun esnekliğimi azaltmamaya çalışıyorum.
Yogaya başlamadan öncede ve başlayınca da konu ile ilgili birçok kitap okudum.  İşte bu okuma serime bu kitapla devam etmek istedim.

 

İkinci Hayatin Tek Bir Hayatin Olduğunu Anladığında Baslar
Kitabın ismi ilgimi çekti ve aldım. Bu kadar.
Ve kitaba kargo gelir gelmez başladım, hatta bu yazıyı yazarken kitabın yarısına kadar gelmiştim.
Güzel seçimmiş…
 En kısa zamanda kitaplarımı okuyup,  yorumlarımı paylaşmak dileği ile.
Sevgiler…




Devamını oku

2 Aralık 2019 Pazartesi

KİTAP; AĞACA TÜNEYEN BARON…



Kütüphaneden aldığım ama çeşitli nedenlerle bittiremediğim bu kitap benim için bir tatil kitabı oldu. İstanbul da başlayıp bodrumda bitten bir okuma macerası.

Babası ile girdiği bir tartışma sonucun da ağaca çıkan ve sonraki tüm yaşamını ağaç üzerinde geçiren bir baronun hikâyesi kitabın konusu.

Konunun ilginçliği ve daha önce okumadığım bir yazarı tanıma hevesi ile kütüphaneden aldığım bu kitabı zevkle okudum.
Hikâyesi ilginçti.
Yazarın düş gücüne de hayran oldum.
Akıcı bir anlatım ile de kitabın sayfaları su gibi aktı geçti.

Bu ağacın ağaç olmakta gösterdiği güç ve inanç, ağır ve sert dikilişiyle yapraklanırının ucuna kadar beliren inat öylesine inandırıcıydı ki…




Bir ömür ağaç üzerinde yaşamak.
Beslenmek, temizlenmek…
Dini ritüellerini gerçekleştirmek…
Eğitimine devam etmek…
Aşık olmak…
Ve hatta muhalif olmak…

Bunlar nasıl olur diyorsanız bu kitabı okumalısınız.

İnsanlardan kaçmayan bir yalnız kişiydi…

Yazarın diğer kitaplarını okuma kararı ile kitabın son sayfasını çevirdim.

Yeni bir yazarı tanımamın doğru kararı ile kütüphaneden aldığım bu kitabı artık geri götürme zamanı geldi.
Umarım benden sonra onu okuyacak kişide bu kitabı sever diyorum.

Devamını oku

1 Temmuz 2019 Pazartesi

KİTAP; POPOM OLMADAN ASLA …


 

Hani bazı zamanlar bir kitap okumak isteriz.
Bizi oturduğumuz yerden alıp, hayatımızın zorlularından, düşüncelerimizden uzaklaştırsın.
Sadece hoş bir zaman geçirtsin, başka bir şey yapmasın…
Kitap bittiğin de ise dudağımızda küçük bir tebessüm kalsın.
Bunun dışında da bir beklentimiz olmasın kitaptan.
Ne yeni bir bilgi,
Ne yeni bir düşünce,
Ne de yeni bir bakış açısı…
Sadece küçük bir an bizi bize unuttursun.
İşte benim için böyle bir kitaptı, Popom Olmadan Asla.


Kendisini terk eden sevgilisinin, terk etme nedeni olarak kilolarını gören ve sevgilisini geri döndürmek için geçişti planlar yapan bir kızın öyküsü.
Hayattaki tüm sorunlarının çözümünü de kilo vermede arayanların öyküsü bir arada.
Belki de bir amanlar benim gibilerin hikâyesi, beklide bizim hikâyemiz.

Kitabı okurken tebessüm yüzümden eksik olmadı desem abartmış olmam, ama zaman zaman kahramanda kendimi de görmedim değil.
Hatta gülerken aynı ben ya ! Dediğimi bile hatırlıyorum.

Her bölüm sonunda da kahramanımızın kilo durumunu da takip ettik bu arada.
Sonun da kaç kilo olduğunu öğrenmek için ise kitabı okumanız lazım.

Sizde eğer benim gibi her şeyden kaçarken bir kitaba sığınmak isterseniz,
Bir tatil kitabı arıyorsanız keyifli bir seçim olacaktır Popom Olmadan Asla kitabı…





Devamını oku

8 Ocak 2019 Salı

KİTAP; CESUR OL, HAYAL ET, YAP…



Güzel bir gün olması dileği ile, Merhaba!

Geçmiş sene günlük koşturmam için de kitaplarıma ayırdığım zamanı ihmal etmese de bu kitapları sizlerle paylaşmakta biraz ihmalkar davrandım.
 Bu sene aldığım kararlar içinde blogum da daha çok kitap yorumu paylaşmak vardı. 
İşte bu kararımı yavaş yavaş uygulamaya başlıyorum, umarım devamı da gelir.
( Bu konuda kendime pek güvenmiyorum laf aramızda.)

Bugün sizlere bir kitap hakkımda görüşlerimi paylaşacak olsam da, pek sevdiğim tarz bir kitap yorumu olmayacak.
Ben kitap okumayı çok sevdiğimde her kitabı okumaya başlarken severek ve beğenerek başlarım. 
Ve genellikle bu beğenim azalsa da kitap bittiğinde bu beğeniden mutlaka bir şeyler kalır.
Kolay kolay bu kitabı ne diye okumuşum demem.
Ama bu kitapta hem kitabı okumak için harcadığım zamana, hem de bu kitabı satın almak için verdiğim paraya acıdım.

Kitabı hiç ama hiç sevmedim.
Bana bir şey katmadı.
Zaman zaman kişisel gelişim kitapları okumayı severim, hayat için motivasyonumu sağlamada bana olumlu etkileri olduğuna inanırım çünkü.
Özellikle kadın hikâyeleri olanlarda.
Cesur ol, hayal et, yap kitabını da bu amaçla satın aldım.

 Kitap başlıkta ki gibi üç bölümden oluşuyor. 
Yazarın girişi olan bölüm başları kadın hikâyeleri ile devam ediyor.

İlk önce yazarın giriş ve tanımla kısımlarında kayda değer hiçbir şey yok, kendi hikâyesini dönüp dolaşıp aynı olaylar üzerinden bize anlatmış. 
Verdiği kadın hikâyeleri ise, işini bırakıp çocuk bakmayı seçen ve ek gelir yaratan hikâyelerden oluşuyor. Ama bu gelir kazanma yolları  pek bize uyan deneyimler değil, bağlı bulunduğu kilise için yapılan çalışmalar ağırlıklı olarak. Yani örnekler bizim yaşamımıza uygun değil. 

Her üç bölümde de bu sarmal devam ediyor. 
Ve kitap bittiğinde ben bu kitabı neden okudum sorusu bırakıyor insanda, daha doğrusu bende…

Kitabı daha anlatabilirim, ancak bunlar hoş eleştiriler olmayacağı için yazımı burada son veriyorum.

Okudunuz kitapların sizi mutlu etmesi dileği ile.
Sevgiler…


Devamını oku